Ben yolcuyum
Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmişti.
Gezgin genç,bilgenin yaşadığı evde,tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü.
Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra,yerde bir kilim, duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir,ortada ise bir masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü ve merakla sordu:
"Neden hiç eşyanız yok?" dedi. "Koltuklarınız, kanepeleriniz, büfeleriniz.... Onlar nerede?"
Bilge, bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu gezgin gence;
"Senin de yalnızca,sırtında taşıdığın küçük bir çantan var,yavrum" dedi. "Peki,senin eşyaların nerede?"
Gezgin genç,kendini savunurcasına yanıtladı bu soruyu:
"Ama görüyorsunuz.... Ben yolcuyum."
Ünlü bilge, hak verircesine güldü:
"Ben de öyle, yavrum" dedi. "Ben de öyle...."
Cennet köşkü
Halife Harun Reşid’e döneminin ermişlerinden Behlül Dana bir gün düzgünce kesilmiş tahta parçalarından eve benzer bir şey yapıyormuş. Bunu Harun Reşid’in hanımı Zübeyde görüp ne yaptığını sormuş Behlül:
- Cennet köşkü yapıyorum efendim, diye cevap vermiş.
Dindar bir kadın olan Zübeyde, köşke müşteri çıkmış:
- Bu köşkü bana satar mısın?
- İsterseniz satarım.
- Kaç paraya satarsın?
- Sana bir akçeye veririm.
Halifenin hanımı hemen bir akçeyi verip köşkü satın almış.
Harun Reşit ve hanımı o gece rüyalarında kendilerini cennette görmüşler. Zübeyde lüks bir köşkte oturuyormuş. Harun Reşit sormuş:
- Hanım, sen bu köşke ne zaman sahip oldun?
- Dün bir akçeye Behlül'den satın almıştım.
Sabah olmuş, hükümdar hemen Behlül'ü çağırtmış.
- Dün hanıma sattığın köşkten bir tane de bana yapsana, demiş.
- Olur, yaparım, demiş Behlül.
- Kaça yapacaksın?
- Bin akçeye yaparım.
- Ama hanıma bir akçeye vermişsin.
- Evet bir akçeye verdim. Ama o, köşkün değerini bilmeden aldı. Sen ise dün gece onun nasıl görkemli bir köşk olduğunu gördün. Ben buna göre fiyat istiyorum.