Tiyatro Nedir?
Tiyatro sanatı Eski Yunan’da altın çağını yaşadı. Acı çekme ve ölüm gibi acıklı konuları işleyen ve mutsuz bir sonla biten trajedi ile yaşamın gülünç yanlarını ortaya koyan komedi türlerini Yunanlılar ortaya çıkardı. Klasik tiyatro olarak bilinen Eski Yunan oyunları, tıpkı daha yeni sayılan yazarların bir yüzyıl öncesine kadar yazdıkları oyunlar gibi koşuk biçiminde yazılıyordu. Bugün yazılan oyunların hemen hemen tümü ise düz yazıyla kaleme alınmıştır.
Tiyatro, çeşitli tiyatro gösterilerinin izleyici önünde oynandığı yere denir. Tiyatro sözcüğü Yunanca’da “seyirlik yeri” anlamına gelen teatron’dan türetilmiş, dilimize İtalyanca’daki teatro sözcüğünden geçmiştir. Tiyatro, hayatta gelip geçmiş veya olabilecek yada tümüyle imgesel olayların belli yerlerde, yetenekli kişilerce (artistlerce) seyirciler önünde canlandırılması sanatıdır. İçinde bu sanatın gösterildiği yapıya tiyatro, burada temsil edilmek üzere hazırlanmış yazıya da tiyatro yapıtı (piyes) denir. Günümüzde modern bir tiyatro binası başlıca üç bölümden oluşur. İzleyicilerin oturarak oyunu izlediği oditoryum, oyunun sergilendiği sahne, sahnenin iki kenarında ve arkasında çeşitli dekor ve gereçlerin bulunduğu sahne arkası yada kulis.
Tarih boyunca toplumların değişimine paralel olarak tiyatro çeşitli evrimler geçirmiştir. Mesela Romalılar ayrı biçimde taştan, büyük tiyatrolar yaptılar. Roma tiyatrosunda basamaklı sıralara duvarlar destek oldu. Sahnenin de değişik bir görünüşü vardı. Yerler sınıflara göre ayrılmıştı.
Ortaçağ Avrupa’sında dinsel konularla ilgili temsiller kiliselerde verildi. Daha sonra tiyatro kiliseler dışında da gelişti. Temsiller kent meydanlarına kurulan salaş sahnelerde verilmeye başlandı.